Alonso Marroquin 12.03.1853 de hayata gelmiştir . Eve gelmeyen bir baba ve evde hasta olan annenin tek çocuğudur. Babası eve ayda bir gelir ve geldiği gün evde kaos çıkartırdı. Annesi hastalıktan ve yoksulluktan ölmek üzereydi. Babasından hayır gelmeyince Alonso küçük yaşta hırsızlık gibi kötü işlere bulaşıp annesine ilaç alıyordur. 1 ay 2 ay böyle devam ettiren Alonso artık yetişemiyordur ve annesine ilaç getiremiyordur. Bir gün yine kötü işler yapan Alonso eve yine ilaç götürmüştür fakat eve girince annesini ölü görmüştür. Annesini öyle gören Alonso ne yapacağını şaşırmış, delirmiştir. Babasından da umut gelmeyen Alonso artık hırsızlık değil daha büyük işlere girmek istiyordur. İş arayan Alonso vahşi batının en büyük adamı olan "El Chapo"nun yanına girmiştir ve illegal denen şeyin içine tam olarak girmiştir. Güçlü kuvvetli olan Alonso, "El Chapo"nun bir numaralı adamı olmuştur. "El Chapo"nun yanında birçok insanın canına kıyan Alonso 24 yaşına girmiştir. Bir gün dışarda dolanan Alonso'nun karşısına Gabriela adında bir kadın çıkmıştır. Alonso bu kadına ilk görüşte aşık olmuştur ve bu kadınla evlenmeye yemin etmiştir. Ama bilmediği çok kötü birşey olmustur "El Chapo"nun oğlu da Gabriela'ya aşıktır."El Chapo" bu kızı kendi oğluyla evlendirmeye karar vermiştir, bunu duyan Alonso çılgına dönmüş daha doğrusu nevri dönmüştür. Gabriela'nın gönlü Alonso'da olmasına rağmen zorla "El Chapo"nun oğluyla evlendiriliyordur. Nevri dönen Alonso düğün günü "El Chapo" ve oğlunu vurmuştur. Bu kadar zulüm yapan birini vurdugu için kasabalılar çok büyük saygı duymuştur. Bununla birlikte Alonso Meksikanın en büyük adamı olmustur. Alonso ile evlenen Gabriela, 1875 de Orlando'nun abisi olan Diego'yu dünyaya getirmiştir
Tarih 03.11.1881 de Alonso'nun 2.çocuğu olan Orlando Marroquin "El da Vinci" dünyaya gelmiştir. Orlando küçük yaşta dövüş sporlarına başlamıştır. Bunun yanında Meksika'da şart olan silahı tutmayı öğrenmiştir. Tam bir psikopat olan Orlando yaşıtlarını,kendinden 2-3 yaş büyük olan çocukları dövüyordur. Bir gün dere kenarında dolanırken Orlando'yu yılan sokmuştur o zamandan beri bi travması oluşmuştur. O olaydan sonra bi süre kendini eve kapatmış ve herşeyden korkuyordur. Evden dışarı çıkmayan Orlando'yu böyle gören babası çok şaşırmış ve Orlandoyla konusmak istemiştir. Uzun bi konusmadan sonra Alonso "korkularınını yenmen için korkularınla savaşman lazım"demiştir. Bunu duyan Orlando biraz yüreklenmiştir. Kendine bir bıçak bulup iyice biledikten sonra tekrardan dere kenarına giden Orlando her yerde yılan arıyordur. Resmen artık yılan onun için namus gibi birşey olmustur. Bir süre yılan arayan Orlando sonunda 4-5 metre uzunluğunda bir piton yılanı görmüştür. İlk başta geri adım atan Orlando'nun aklına babasının söylediği söz gelmiştir."Korkunu yenmen için korkunla savaşman lazım". Aklında sürekli bu sözü tekrar eden Orlando artık kendini hazır hissetmiş ve cesaretlenmiştir. İlk başta sinsice yılana yaklaşan Orlando yılanın biraz uzaklaştığını farkedince yılanın üzerine bağırarak koşmaya başlamıştır ve artık yılanla savaşmaya başlamıştır. Önce yılanın gözlerini çıkarmıştır sonra yılanın dilini kesmiştir. Yılanı öldüren Orlando yılanı sırtlayıp eve götürmüştür. Bunu gören Alonso çok şaşırmış ve mutlu olmustur aynı zamanda çok da gurur duymuştur. Artık 18 yaşına gelen Orlando babasının yanında çalışmaya başlamıştır. Tam bir cani olan Orlando kötülük yapan herkesin canına tek tek kıyıyordur. Bir gün evde Alonso ve Gabriela kavga etmiş Alonso evden gitmiştir. Alonso 2-3 gündür eve gelmiyordur.
Bu olayı küçük bi kavga gibi gören Orlando pek ciddiye almamıştır fakat kavgadan sonra annesiinin ağladıgını,çok üzüldügünü gören Orlando babasını aramaya başlamıştır. Her tarafta babasını arayan Orlando babasını görmüş ama keşke görmeseymiş. Babası yani Alonso'yu başka bir kadınla bi eve girerken görmüş ve takip etmiştir. Gizlice eve giren Orlando, babasını o kadınla beraber olurken yakalamış ve orayı basıp oracıkta babasını vurmuştur,öldürmüştür. Babasını öldürdükten sonra eve gidip annesi ve abisine anlatmıştır. Annesi ve abisi Orlando'ya çok kızmış ve evden kovmuştur. Birkaç zaman dışarıda kalan Orlando'nun kulağına abisi olan Diego'nun bütün mirasa çöküp annesine kötü davrandıgı gelmiştir. Bunu duyan Orlando abisiyle konusmaya gitmiştir. Abisiyle tatlı bir dilde konusmaya calısan Orlando aynı tatlı dili karşıda bulmamıştır ve terslenmiştir. Bu durum hiç hoşuna gitmemiştir. Yine dışarda duran Orlando annesini çok özlemiş ve evine gitmiştir. Evin içine girmeyip camdan içeride annesine bakıyordur. Bir süre baktıktan sonra odaya abisi girmiştir annesiyle yine tartışan Diego annesini dövüyordur. Bunu gören Orlando'nun nevri dönmüş içeriye girip abisini de öldürmüştür. Abisini ve babasını öldürdüğünü kimse bilmiyordur. Bir gün Gabriela bu olanları gitmiş oranın Sherifflerine anlatmıştır. Kasabadaki hatta meksikadaki bütün sheriffler Orlando'yu arıyordur. Bunu duyan Orlando annesinin sherifflere söyledeğini bilmesine rağmen annesine son bir kez sarılıp Meksika'dan kaçmıştır. Çok yerde yakalanmanın kıyısından dönen Orlando yoluna çıkan herkesi öldürerek kaçmaya devam ediyordur. Meksika'dan yola cıkan Orlando vahşi batı denilen yere gelmiştir.
20 yaşına gelen ve dünya üzerinde Meksika gibi bir ülkenin en büyük adamının oğlu ve o adamı öldüren bir çocuğu burada kimse tanımıyordur. Kendini yalnız hisseden Orlando'nun karşısına Benjamin Rodrigues ve Marcel Fernandez adında iki kişi çıkmıştır. Benjamin ve Marcel, Orlando'ya sahip çıkmıstır. Vahşi Batı'yı tanıtmış ve buradaki bütün işleri Orlando'ya öğretmiştir. Orlando artık Benjamin ve Marcel'i öz abisi gibi görüp artık onlara aile diyordur. Orlando çok zor güvenen biri olmasına rağmen abilerine çok güveniyordur ve Benjamin ile Marcel abisinin yolunda ölmeye yemin içmiştir. Arkadaş canlısı olan Orlando orada yavaş yavaş insanlarla tanışmaya başlamıştır ve hayatını geri kalanını orada devam ettirecektir. Orlando Marroquin "El da Vinci"
Tarih 03.11.1881 de Alonso'nun 2.çocuğu olan Orlando Marroquin "El da Vinci" dünyaya gelmiştir. Orlando küçük yaşta dövüş sporlarına başlamıştır. Bunun yanında Meksika'da şart olan silahı tutmayı öğrenmiştir. Tam bir psikopat olan Orlando yaşıtlarını,kendinden 2-3 yaş büyük olan çocukları dövüyordur. Bir gün dere kenarında dolanırken Orlando'yu yılan sokmuştur o zamandan beri bi travması oluşmuştur. O olaydan sonra bi süre kendini eve kapatmış ve herşeyden korkuyordur. Evden dışarı çıkmayan Orlando'yu böyle gören babası çok şaşırmış ve Orlandoyla konusmak istemiştir. Uzun bi konusmadan sonra Alonso "korkularınını yenmen için korkularınla savaşman lazım"demiştir. Bunu duyan Orlando biraz yüreklenmiştir. Kendine bir bıçak bulup iyice biledikten sonra tekrardan dere kenarına giden Orlando her yerde yılan arıyordur. Resmen artık yılan onun için namus gibi birşey olmustur. Bir süre yılan arayan Orlando sonunda 4-5 metre uzunluğunda bir piton yılanı görmüştür. İlk başta geri adım atan Orlando'nun aklına babasının söylediği söz gelmiştir."Korkunu yenmen için korkunla savaşman lazım". Aklında sürekli bu sözü tekrar eden Orlando artık kendini hazır hissetmiş ve cesaretlenmiştir. İlk başta sinsice yılana yaklaşan Orlando yılanın biraz uzaklaştığını farkedince yılanın üzerine bağırarak koşmaya başlamıştır ve artık yılanla savaşmaya başlamıştır. Önce yılanın gözlerini çıkarmıştır sonra yılanın dilini kesmiştir. Yılanı öldüren Orlando yılanı sırtlayıp eve götürmüştür. Bunu gören Alonso çok şaşırmış ve mutlu olmustur aynı zamanda çok da gurur duymuştur. Artık 18 yaşına gelen Orlando babasının yanında çalışmaya başlamıştır. Tam bir cani olan Orlando kötülük yapan herkesin canına tek tek kıyıyordur. Bir gün evde Alonso ve Gabriela kavga etmiş Alonso evden gitmiştir. Alonso 2-3 gündür eve gelmiyordur.
Bu olayı küçük bi kavga gibi gören Orlando pek ciddiye almamıştır fakat kavgadan sonra annesiinin ağladıgını,çok üzüldügünü gören Orlando babasını aramaya başlamıştır. Her tarafta babasını arayan Orlando babasını görmüş ama keşke görmeseymiş. Babası yani Alonso'yu başka bir kadınla bi eve girerken görmüş ve takip etmiştir. Gizlice eve giren Orlando, babasını o kadınla beraber olurken yakalamış ve orayı basıp oracıkta babasını vurmuştur,öldürmüştür. Babasını öldürdükten sonra eve gidip annesi ve abisine anlatmıştır. Annesi ve abisi Orlando'ya çok kızmış ve evden kovmuştur. Birkaç zaman dışarıda kalan Orlando'nun kulağına abisi olan Diego'nun bütün mirasa çöküp annesine kötü davrandıgı gelmiştir. Bunu duyan Orlando abisiyle konusmaya gitmiştir. Abisiyle tatlı bir dilde konusmaya calısan Orlando aynı tatlı dili karşıda bulmamıştır ve terslenmiştir. Bu durum hiç hoşuna gitmemiştir. Yine dışarda duran Orlando annesini çok özlemiş ve evine gitmiştir. Evin içine girmeyip camdan içeride annesine bakıyordur. Bir süre baktıktan sonra odaya abisi girmiştir annesiyle yine tartışan Diego annesini dövüyordur. Bunu gören Orlando'nun nevri dönmüş içeriye girip abisini de öldürmüştür. Abisini ve babasını öldürdüğünü kimse bilmiyordur. Bir gün Gabriela bu olanları gitmiş oranın Sherifflerine anlatmıştır. Kasabadaki hatta meksikadaki bütün sheriffler Orlando'yu arıyordur. Bunu duyan Orlando annesinin sherifflere söyledeğini bilmesine rağmen annesine son bir kez sarılıp Meksika'dan kaçmıştır. Çok yerde yakalanmanın kıyısından dönen Orlando yoluna çıkan herkesi öldürerek kaçmaya devam ediyordur. Meksika'dan yola cıkan Orlando vahşi batı denilen yere gelmiştir.
20 yaşına gelen ve dünya üzerinde Meksika gibi bir ülkenin en büyük adamının oğlu ve o adamı öldüren bir çocuğu burada kimse tanımıyordur. Kendini yalnız hisseden Orlando'nun karşısına Benjamin Rodrigues ve Marcel Fernandez adında iki kişi çıkmıştır. Benjamin ve Marcel, Orlando'ya sahip çıkmıstır. Vahşi Batı'yı tanıtmış ve buradaki bütün işleri Orlando'ya öğretmiştir. Orlando artık Benjamin ve Marcel'i öz abisi gibi görüp artık onlara aile diyordur. Orlando çok zor güvenen biri olmasına rağmen abilerine çok güveniyordur ve Benjamin ile Marcel abisinin yolunda ölmeye yemin içmiştir. Arkadaş canlısı olan Orlando orada yavaş yavaş insanlarla tanışmaya başlamıştır ve hayatını geri kalanını orada devam ettirecektir. Orlando Marroquin "El da Vinci"