Lakhota MS 1100 yılında kurulduğu bilinmektedir. Lakhota olarak bilinen yerliler, Kuzey Amerika‘da ilk zamanlar Superior Gölü çevresinde yaşayan bir kızılderili kabilesini tanımlıyor. Uzun bir mücadele ve kanlı bir savaş vermelerine rağmen bir cümle anlatmak gerekirse; Avrupalı sömürgecilerle yaptıkları savaşlar sonucunda yenilip, Minnesota ile Dakota’ya sürülüp, ya da soykırım korkusuyla göç etmişlerdir. Lakhota kabilesi 1862 yılında ''Wapiti Dağı'' adları verdikleri yeni bir yerde yaşamaya başlarlar. Bu dağ onların koruyucusu olarak inandıkları ve tüm hayatın özü olarak kabul ettikleri yerdir. Ancak Amerika'lı kaşiflerden Jackson Petric 1871 yılında ''Wapiti Dağı'' adı verilen yerde altın olduğunu öğrenir. Öğrendiği bu umarsızca istek diğer Amerika'lıları da bu dağa akın etmesini sağlar. Lakhotalar için kutsal olan bu dağı yok etmeleri hayvanları gereksiz ve tüketmek için öldürmeleri onları kızdırmıştır. Lakhota kabilesi ve Amerika'lı askerler arasında ''Kızıl Savaş'' olarak adlandırılan savaş çıkar. Bu savaş 11.04.1872 tarihinde başlayıp 02.06.1874 yılında Lakhotalar ve Amerika ordusu ile yapılan anlaşma ile sonlanmıştır. ''Kızıl Savaş'' Sonrasında Lakhota halkı büyük bir nüfus kaybetmiştir. Ancak direnişleri onlara başarıyı getirmişti. ''Kızıl Savaş'' sırasında Lakhota şefi Yalnız Kartal ölmüş ondan sonra başa gelecek olan yeni şef ''Kızıl Savaş'' savaşından sonra o savaşın kanlı ve direnişini benimsetek olan Kızıl Kayalar adıyla şefleri olur.Şefleri olan Kızıl Kayalar kalan kabile üyeleri için daha barışcıl daha sakin bir yaşam sürmek istediğini söyler. Önceden olanlar ne kadar affedilmez olsa da savaş daha çok ölüm getireceğine inanır. Kızıl Kayalar'ın tek amacı kabilesini yaşatmak ve inançlarını devam ettirmektir. Kızıl Kayalar sadece toprağına giren , hayvanları acımasızca öldüren ve doğaya sadece istekleri üzerine zarar veren insanlara karşıdır. Şefin kızı Bambi ne kadar ve kabilesinin çoğu ''Kızıl Savaş'' olarak adlandırılan o direniş gününün kinini yaşasalarda onlarda şefleri Kızıl Kayalar'ın söylediklerinin doğru olduklarını bilirler. Gelenekleri ve sonrası için soylarının devamı onlara bağlıdır.
Lakhota Kabilesi ‘’Mitakuye Oyasin’’ yani ‘’hepimiz akrabayız’’ diyerek yaşam döngüsünün parçası olduklarını kabul ederler.
''Arkamda yürüme ben öncü olmayabilirim. Önümde yürüme takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü böylece ikimiz eşit oluruz.'' Kızıl Kayalar
Lakhota Kabilesi ‘’Mitakuye Oyasin’’ yani ‘’hepimiz akrabayız’’ diyerek yaşam döngüsünün parçası olduklarını kabul ederler.
''Arkamda yürüme ben öncü olmayabilirim. Önümde yürüme takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü böylece ikimiz eşit oluruz.'' Kızıl Kayalar
Faaliyetler:
''Wapiti Dağı'' onların doğası ve yüce yaşam olarak adlandırdıkları kutsal yerdir. Orada uygunsuz öldürülen hayvanlar veya doğaya zarar verenlere karşı ılımlı yaklaşmazlar.
İllegal Faaliyetler:
Haraç ve soygun.
Kulandıkları Silahlar:
Ok - Yay - Bıçak - Balta - tercih etmeselerde zor durumlarda ateşli silahlar.
Kıyafetleri:
Geyik derisi, bufalo derisi ve dokuma pamuktan yapılmış giysilerinin yanı sıra turkuaz takılar kullanırlar. Turkuaz renginin anlamı iyileştirici , koruyucu ve onarıcıdır.
Kış aylarında sıcak tutması için bufalo derisinden urba(tek parça kıyafet), tozluk ve makosen ayakkabılar tercih edilir. Ayrıca bufalo derisi aşırı yağışlara karşı dayanıklı olup kuru kalır.
Kadınlar, kıyafetleri genellikle bufalo veya dağ keçisi derisinden yaparlar. İsteğe bağlı olarak kollu veya kolsuz iki parçalı elbiseler giyerler.
Erkekler ise geyik derisinden giysiler ve uzun tozluklar ile bufalo derisinden urba(tek parça kıyafet) giyerler. Erkek giysileri savaş zaferlerini simgeleyen püsküller ve kuş tüyleri ile süslenebilir.
Semboller ve Anlamları;
El izi sembolü : Manevi güç, kuvvet , koruma ve hükmetme.
Şimşek sembolü: Suyu, yağmuru ve bereketi temsil eder.
Köpek sembolü : Bedensizlerden ( ruhlardan ) korunma sembolüdür.
At sembolü: Onur , hız ve yolculuğu temsil eder.
Örümcek sembolü: Yaratıcılığı, üretmeyi ve dokumayı.
Tavşan sembolü: Anneliği ve doğurganlığı.
Lakhota Kabilesinin İnancı :
Animizm: Doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu kabul eden görüş.
Lakhota Kabilesinin Gelenekleri :
Kum Boyama: Kum boyama, Kızılderililer bir sanattan ziyade dini ritüle ve iyileştirici bir şifa gücüydü.
Ölüm Kutlama: Bu dünyada ki yaşamın sonu olacağını bilselerde ruhlar dünyasında ki hayatları devam edeceğine inanılması. Ölen Lakhota kabile üyesi için dans ve ayinler yapılır.
Kutsal Şifacılar: Kızılderili kültüründe şifa veren kabile üyelerinin yeri tamamen ayrıdır. Onlar sadece hastalıklarla değil rüyalar ve bilgelikleri sayesinde önemlidirler.
Wakan-Taka: Sabaha kadar erkekler ve kadınlar, o gün kendilerine bağışlanan yaşamları için muhteşem ruha teşekkür ederler.
Rüya Yakalayıcı: Kızılderili inanışına göre kötü rüyaları yakalayan bir düş kapanı vardır. Bu geleneğe göre kötü rüyalara engel olunur.
Dövüş Dansı: Kabile içinde ki en güçlüyü seçmek için yapılır. Müzik ve ateş etrafında kabile savaşçıları birbirleriyle dövüşür. Bu sayede ruhlarının inancı bir arada toplanılır.
Pow Wow: Lakhota kabilesinde rüya gören ya da şaman anlamına gelen bir terimdir. Pow Wow Amerikan ordularıyla savaşmadan önce Kızılderililerin şaman ritüeli olarak toplanmalarını sembolize eder.
Ekonomisi:
Lakhota, dişi ve yavru hayvanlar hariç her türlü hayvanı ihtiyacı kadar avlar. Yabani tohumlar, meyveler, kabuklu yemişler ve diğer yiyecekler toplar. Elde ettikleri etleri , derileri ve mahsulleri ticaret için ya da ihtiyacı için kullanır.


Lakhota Kabilesi ‘’Mitakuye Oyasin’’ yani ‘’hepimiz akrabayız’’ diyerek yaşam döngüsünün parçası olduklarını kabul ederler.
''Arkamda yürüme ben öncü olmayabilirim. Önümde yürüme takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü böylece ikimiz eşit oluruz.'' Kızıl Kayalar
Lakhota Kabilesi ‘’Mitakuye Oyasin’’ yani ‘’hepimiz akrabayız’’ diyerek yaşam döngüsünün parçası olduklarını kabul ederler.
''Arkamda yürüme ben öncü olmayabilirim. Önümde yürüme takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü böylece ikimiz eşit oluruz.'' Kızıl Kayalar
Faaliyetler:
''Wapiti Dağı'' onların doğası ve yüce yaşam olarak adlandırdıkları kutsal yerdir. Orada uygunsuz öldürülen hayvanlar veya doğaya zarar verenlere karşı ılımlı yaklaşmazlar.
İllegal Faaliyetler:
Haraç ve soygun.
Kulandıkları Silahlar:
Ok - Yay - Bıçak - Balta - tercih etmeselerde zor durumlarda ateşli silahlar.
Kıyafetleri:
Geyik derisi, bufalo derisi ve dokuma pamuktan yapılmış giysilerinin yanı sıra turkuaz takılar kullanırlar. Turkuaz renginin anlamı iyileştirici , koruyucu ve onarıcıdır.
Kış aylarında sıcak tutması için bufalo derisinden urba(tek parça kıyafet), tozluk ve makosen ayakkabılar tercih edilir. Ayrıca bufalo derisi aşırı yağışlara karşı dayanıklı olup kuru kalır.
Kadınlar, kıyafetleri genellikle bufalo veya dağ keçisi derisinden yaparlar. İsteğe bağlı olarak kollu veya kolsuz iki parçalı elbiseler giyerler.
Erkekler ise geyik derisinden giysiler ve uzun tozluklar ile bufalo derisinden urba(tek parça kıyafet) giyerler. Erkek giysileri savaş zaferlerini simgeleyen püsküller ve kuş tüyleri ile süslenebilir.
Semboller ve Anlamları;
El izi sembolü : Manevi güç, kuvvet , koruma ve hükmetme.
Şimşek sembolü: Suyu, yağmuru ve bereketi temsil eder.
Köpek sembolü : Bedensizlerden ( ruhlardan ) korunma sembolüdür.
At sembolü: Onur , hız ve yolculuğu temsil eder.
Örümcek sembolü: Yaratıcılığı, üretmeyi ve dokumayı.
Tavşan sembolü: Anneliği ve doğurganlığı.
Lakhota Kabilesinin İnancı :
Animizm: Doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu kabul eden görüş.
Lakhota Kabilesinin Gelenekleri :
Kum Boyama: Kum boyama, Kızılderililer bir sanattan ziyade dini ritüle ve iyileştirici bir şifa gücüydü.
Ölüm Kutlama: Bu dünyada ki yaşamın sonu olacağını bilselerde ruhlar dünyasında ki hayatları devam edeceğine inanılması. Ölen Lakhota kabile üyesi için dans ve ayinler yapılır.
Kutsal Şifacılar: Kızılderili kültüründe şifa veren kabile üyelerinin yeri tamamen ayrıdır. Onlar sadece hastalıklarla değil rüyalar ve bilgelikleri sayesinde önemlidirler.
Wakan-Taka: Sabaha kadar erkekler ve kadınlar, o gün kendilerine bağışlanan yaşamları için muhteşem ruha teşekkür ederler.
Rüya Yakalayıcı: Kızılderili inanışına göre kötü rüyaları yakalayan bir düş kapanı vardır. Bu geleneğe göre kötü rüyalara engel olunur.
Dövüş Dansı: Kabile içinde ki en güçlüyü seçmek için yapılır. Müzik ve ateş etrafında kabile savaşçıları birbirleriyle dövüşür. Bu sayede ruhlarının inancı bir arada toplanılır.
Pow Wow: Lakhota kabilesinde rüya gören ya da şaman anlamına gelen bir terimdir. Pow Wow Amerikan ordularıyla savaşmadan önce Kızılderililerin şaman ritüeli olarak toplanmalarını sembolize eder.
Ekonomisi:
Lakhota, dişi ve yavru hayvanlar hariç her türlü hayvanı ihtiyacı kadar avlar. Yabani tohumlar, meyveler, kabuklu yemişler ve diğer yiyecekler toplar. Elde ettikleri etleri , derileri ve mahsulleri ticaret için ya da ihtiyacı için kullanır.



